Mitleri ve Gerçekleriyle Elektrikli Araba Rehberi: Çevre İçin Gerçekten İyiler Mi?

Son on yıldır elektrikli araçlar karbon salımını ve petrol kullanımını azaltmak, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için kilit bir teknoloji olarak revaçta. Dünya çapında elektrikli araba stoğunun 2030 yılına kadar 145 milyonun üzerine çıkması beklenirken; Jaguar, Audi, GM ve Mercedes gibi birçok otomobil üretim şirketi önümüzdeki beş ila on yıl içinde tamamen elektrikli araba üretimine geçme sözü verdi. (1) 

Aynı zamanda, AB ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülke elektrikli araç alımını teşvik ediyor. “Çevre dostu” olduğu söylenen bu ulaşım alternatifi her geçen gün yayılırken, herkes aynı şeyi sorguluyor: Elektrikli araçlar gerçekten ne kadar sürdürülebilir?

Uzmanlar, şarj edilebilir araçların sıradan araçlara göre daha iklim dostu bir seçenek olduğu konusunda genel olarak hemfikir olsalar da, nasıl şarj edildiklerine ve üretildiklerine bağlı olarak bazı çevresel etkilere sahip olduğunu düşünüyor. Biz de bu yazımızda, en büyük endişelerden bazılarına ve bunların nasıl ele alınabileceğine dair bir rehber hazırladık.

İçindekiler

Hızlı Bir Hatırlatma: Elektrikli Araba Nedir?

A noktasından B noktasına gitmek için benzin doldurmaya alışkın olan çoğu insan için ulaşım aracını fişe takmak yeni bir kavramdır. Dev bir akıllı telefona benzeyen bir gösterge paneliyle elektrikli otomobiller, gelecekten gelmiş gibi görünebilir.

Yine de teknolojileri yeni değil. Tıpkı ortalama bir otomatik şanzımanlı arabanız gibi elektrikli bir araç da kontakla çalışır, gaz pedalıyla hızlanır ve frenle durur. Benzinli bir arabadan temel farkı motorunun tasarımıdır.

Elektrikli araçlar, elektrik güç kaynağına bağlı bir şarj istasyonu kullanılarak, periyodik olarak yeniden şarj edilmesi gereken pillerle çalışır. Bu çoğu kişiye tanıdık geliyor çünkü telefonlarımızı ve bilgisayarlarımızı şarj etme yöntemimizle aynı.

Çoğu elektrikli araç, nispeten basit bir tasarıma sahip bir lityum iyon pil kullanır. Aslında, karşılaştırılabilir bir içten yanmalı motorlu aracın motorunda yaklaşık 2.000 parça bulunurken, bir elektrikli araç motorunda yalnızca 20 hareketli parça vardır. 

Elektrikli araçların temel farkları nelerdir?

  • Daha sessiz çalışırlar.
  • Vites geçişleri olmadan daha kolay hızlanabilirler.
  • Aşırı sıcak veya soğuk hava, şarjı ılıman havaya göre daha hızlı tüketebilir.

Çevresel Etki: Elektrikli vs. Benzinli Araba

Benzinli araçlarının neden olduğu kirlilik, egzoz borularından çıkan egzozla sınırlı değildir. Petrolün çıkarılması, yakıt haline getirilmesi ve benzin istasyonlarına taşınması da büyük miktarda karbon salımı ve hava kirliliği yaratır. 

Günümüzde benzinli araba üreticileri CO2 emisyonlarını düşürmüş olsa da, üretim sürecinin çevre üzerinde olumsuz etkileri devam ediyor.

Öte yandan, elektrikli araba pillerinin üretimi de emisyon yaratıyor. Karmaşık üretim süreci nedeniyle elektrikli bir araba, üretimi sırasında benzinli bir araca göre iki kat daha fazla enerji kullanarak daha fazla CO2 yayabiliyor.

Yine de, işleyiş şekilleri genel olarak çok daha sürdürülebilir olduğundan, elektrikli araçlar ulaşım için en temiz seçenek olmaya devam ediyor. Yakıt olarak elektriği kullanmaları nedeniyle sürüş, yüksek üretim emisyonlarını telafi ediyor. 

Ortalama olarak bir elektrikli otomobil, ömrü boyunca benzinli bir aracın karbon emisyonunun yarısını üretir ve sürdürülebilirlik açısından tamamen daha iyi performans gösterir.

Elektrikli araçlar kullanım ömrünün sonuna geldiğinde ise, ileri dönüşümlü pili birçok kez yeniden kullanılabilecek şekilde ileri dönüştürülebilir. Diğer yandan, pil malzemelerinin yüzde 90’ına kadar geri dönüştürülmesi mümkündür.

Elektrikli otomobiller, iklim değişikliğini ele almak için tek başına sihirli bir çözüm değil. Ancak, ulaşımdan kaynaklanan emisyonları azaltmada değerli bir araç ve fosil yakıtla çalışan arabalara göre çok daha sürdürülebilir bir alternatif. 

Üretimleri ve ömürlerinin sonu çevre üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olsa da, genel yaşam döngüleri dikkate alındığında karbon ayak izleri, fosil yakıt kullanılan araçlardan çok daha düşüktür.

Sektördeki yeniliklerin büyük bir hızla ilerlemesiyle, yarının elektrikli araçlarının bugünün benzinli araçlarıyla karşılaştırıldıklarında, sürdürülebilirlik farkını genişletmesi muhtemel.

Türkiye’de yapılan bir araştırma, tüketicilerin elektrikli ve hibrit araçlara olan ilgisinin hızla arttığını gösteriyor. Geçen yıla göre, bir sonraki satın alacakları aracın hibrit veya elektrikli olacağını söyleyen tüketicilerin oranı %27’ye yükseldi. 

Ayrıca, önde gelen elektrikli araç üreticisi Tesla’nın ve yerli üretim elektrikli araç TOGG’un Türk pazarına girmesiyle, gelecekte kesinlikle elektrikli veya hibrit bir araç alacaklarını belirten tüketicilerin oranı %29 iken, fiyat teklifi cazip olduğunda bu oran %90’a kadar yükseliyor.

Özet Geçelim: Eksi ve Artı Yönleriyle Elektrikli Arabalar

Eksi Yönler

  • Tamamen elektrikli araçlar, içerilerinde bulunan lityum piller sayesinde çalışıyorlar. Ancak bu lityum pillerin üretimi, fazla karbon salımına neden olabiliyor. 
  • Elektrikli araç akülerinin çoğu Çin, Güney Kore ve Japonya’da üretilmektedir. Bunlar, elektrik üretiminde (yenilenebilir kaynaklardan ziyade) karbon kullanımının genel olarak hala oldukça yüksek olduğu ekonomilerdir.
  • Elektrikli araçların benzinle çalışan araçlara göre en önemli dezavantajlarından biri, tam şarjlı olduklarında kısa menzilli olmalarıdır. Bu nedenle, sıradan içten yanmalı motorlara sahip araçlar şu anda uzun mesafeli yolculuklar için daha iyidir.

Artı Yönler

  • Elektrikli araçlar, çalışırken egzoz borusundan hiç CO2 yaymazlar. Bu da emisyonlarda muazzam bir azalma anlamına geliyor: Elektrikli bir araç kullanmak, yılda ortalama 1,5 milyon gram CO2 tasarrufu sağlıyor. (2) 
  • Elektrikli otomobiller kullanım sırasında emisyon üretmezler, bu da hava kirliliğine katkıda bulunmadıkları anlamına gelir. Bu, özellikle hava kirliliği seviyelerinin tehlikeli derecede yüksek olabileceği şehirlerde önemlidir.
  • Elektrikli araçlar, daha az parçaya sahip olmaları ve frenleme sırasında enerjiyi tutan ve geleneksel fren disklerine göre aşınmaya ve yıpranmaya karşı daha dirençli olan bir sistem olan rejeneratif frenleme özelliğine sahip olmaları nedeniyle, daha az enerji kullanıyorlar.
  • Elektrikli araçların bir diğer önemli avantajı da, giderek daha pahalı hale gelen gaz ya da benzinle doldurulmalarına gerek kalmamasıdır. Gazla çalışan arabalardan farklı olarak elektrikli araçlar, düzenli olarak değiştirilmesi gereken yağ, şanzıman yakıtı ve soğutma sıvıları gibi iki veya üç kat daha az motor sıvısı içeriyor. Bu da yakıt, onarım ve bakım masraflarını fazlaca azaltıyor.
  • Elektrikli arabalar oldukça sessiz çalışıyorlar, bu da gürültü kirliliğini önemli derecede azaltıyor.

Kurumsal Sürdürülebilirlik Nedir: Kurumsal Sürdürülebilirliğin İyi 5 Örneği

 Okuma süresi: 8 dakika

Dünyadaki enerji ihtiyacının %87’si fosil yakıtlarla karşılanıyor. Bilim insanlarına göre iklim krizini durdurmak için kömürün neredeyse %90’ı, petrol ve doğalgazın ise yaklaşık %60’ı yerin altında kalmalı. Birey veya şirket fark etmeksizin, hem bireysel yaşantılarımızda hem de kurumsal sürdürülebilirlik kapsamında gezegen için yapabileceğimiz çok şey var. 

Geldiğimiz noktada, tüm insanlık olarak sürdürülebilir yollar aramaya başladık. Evlerimiz, iş yerlerimiz, yaşam standartlarımız, üretim ve tüketim süreçlerimiz…

Dünya üzerinde insan yaşamına dair her alanda sürdürülebilirlik kavramını benimsemezsek, iklim krizinin ilerlemesiyle birlikte mücadele etmek zorunda kalacağımız yeni tehlikeler ortaya çıkacak. Bu nedenle, sürdürülebilirlik konusunu iş yerlerimize uyarlamak için harekete geçmenin tam zamanı.

Bu yazımızda kurumsal sürdürülebilirlik kavramını açıklayacak, dünyada sürdürülebilirliği başarılı bir şekilde benimsemiş kurumlardan örnek verecek ve sürdürülebilirlik kavramını kendi kurumlarınıza nasıl uyarlayabileceğinize dair ipuçları sunacağız.

Kurumsal Sürdürülebilirlik Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Kurumsal Sürdürülebilirlik Nedir?

Yaşanan ekolojik ve sosyal krizlerin, Dünya’daki doğal varlıkların (yaygın kullanımıyla doğal kaynakların) sandığımız kadar sınırsız olmadığını anlamamıza sebep olması ve daha sürdürülebilir bir yaşam tarzı arayışına girilmesiyle, sürdürülebilirlik kavramıyla ister istemez tanıştık.

Sürdürülebilirlik kavramı, ilk olarak 1987 yılında Brundtland Komisyonu tarafından sunulan Ortak Geleceğimiz Raporu’nda, ‘bugünün ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden karşılamak’ olarak tanımlandı.

Kurumsal sürdürülebilirlik ise, Borsa İstanbul’un “Şirketler İçin Sürdürülebilirlik” rehberinde ifade edildiği gibi, “şirketlerde uzun vadeli değer yaratmak amacıyla ekonomik, çevresel ve sosyal faktörlerin kurumsal yönetim ilkeleri ile birlikte şirket faaliyetlerinde ve karar mekanizmalarında dikkate alınması ve bu faktörlerle bağlantılı risklerin etkin bir biçimde yönetilmesi” olarak tanımlanabilir.

Sürdürülebilirlik, kısa vadeli finansal kazanımlara odaklanmak yerine sürdürülebilir yöntemlerle uzun vadeli büyümeye öncelik verir. Kurumsal sürdürülebilirliğin diğer değerleri ise,  Dr. İzel Levi’nin Süreklilikten Sürdürülebilirliğe kitabında da bahsettiği gibi açıklanabilir:

  • kısa vadeli değil, uzun vadeli düşünmek
  • kâr baskısı yerine sosyal, çevresel, ekonomik etkileri dengeleme baskısı
  • büyüme yerine kalkınma ve gelişim
  • yalnızca para ve ölçüm değil, para ve diğer parametreler
  • rakiplerle rekabet değil, rakiplerle paydaşlık
  • sadece kurumun çıkarı değil, bütünün çıkarı
  • yalnızca tüketim değil, tasarruf ve türetim
  • küresellik yerine yerellik
  • yıkıcı dil yerine barış dili
  • yatay düşünce değil, entegre düşünce

Sürdürülebilirliği ilke edinmiş bir işletme; doğal kaynakları sorumlu bir şekilde kullanmayı, gezegenin uzun vadeli refahı için yatırım yapmayı ve iş sürecine dahil olan tüm insanlara adil davranılmasını sağlamayı garanti etmelidir.

Kurumsal Sosyal Sürdürebilirlik

Kurumsal Sürdürülebilirlik Örnekleri

Birçok şirket, girişimleri ve değerleriyle anlamlı değişiklikler yapma yolunda ilerliyor. Gelin, üzerlerine düşeni yapmaya çalışan ve güçlü sürdürülebilirlik planları oluşturan bazı şirketlere göz atalım:

  1. IKEA

IKEA, tedarik zinciri ve operasyonları boyunca sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik çabalarıyla dünya çapında bilinen birkaç iş örneğinden biridir. Mobilya markası; sürdürülebilirlik uygulamalarıyla çalışanlarına, müşterilerine ve paydaşlarına hitap ediyor.

İsveçli mobilya üreticisi, ahşabının ve tekstil ürünlerinde kullandığı pamuğun neredeyse yarısını sürdürülebilir kaynaklardan sağlıyor. Hepsi organik tarım uygulamaları yoluyla su kirliliğini en aza indiren bir standartla üretiliyor. Kimyasal gübre ve pestisit kullanımı ise sınırlı.

IKEA’nın 2012 beyanı, 2020 yılına kadar %100 yenilenebilir enerji kaynaklarından güç alacağı yönündeydi. Kurumsal sürdürülebilirliği sağlamanın bir parçası olarak bu hedef için çaba sarf etti.

Ikea Kurumsal Sürdürülebilirlik
  1. Lego

2018’de LEGO, yakında standart plastik oyuncakların yerini alacak bitki bazlı polietilen oyuncakları piyasaya sürdü. Bu legolar, sürdürülebilir olmasıyla bilinmektedir ve çevre dostu olmayan atıkları önemli ölçüde azaltabilirler. 

LEGO ayrıca kaçınılmaz atık sorununu aşarak ve 2025 yılına kadar sıfır atık projesi dahilinde ilerleyeceklerini duyurdu. Bu iddialı bir fikir gibi görünse de, şirket 2018’de atıklarının %93’ünü şimdiden geri dönüştürdü.

Şirketin mevcut sürdürülebilirlik hedefleri arasında 2030 yılına kadar tüm temel ürünleri sürdürülebilir malzemelerden yapmak ve 2025 yılına kadar sıfır atığın çöp sahasına gitmesini hedeflemek yer alıyor. 

Ayrıca, müşterilerin kullanılmış lego oyuncaklarını atmak yerine ihtiyacı olan çocuklara bağışlayabilecekleri bir oluşumu da var.

Lego Kurumsal Sürdürülebilirlik
  1. Microsoft

Microsoft son yıllarda 60.000 metrik tondan fazla atığı düzenli depolama alanlarından uzaklaştırmak ve 2020’de 20 farklı su yenileme projesine fon sağlamak da dahil olmak üzere, sürdürülebilirlik konusunda bazı büyük adımlar attı.

Microsoft’un mevcut sürdürülebilirlik hedefleri arasında 2030 yılına kadar tamamen karbon negatif olmak, sıfır atık üretmek ve gezegen bilgisayarını inşa etmek yer alıyor. 

Bu bilgi işlem platformu, sürdürülebilirlik iç görüleri için pratik bilgiler sağlamak üzere küresel çevresel verileri ve yapay zekayı kullanacak.

Microsoft ile Kurumsal Sürdürülebilirlik
  1. Allianz  

“İyi çevre, iyi toplum, iyi kurum” değerlerini hayata geçirmek için 2016’dan bu yana “Sürdürülebilir Değer Yaratma Modeli” ile çalışan Allianz, sürdürülebilirlik konusunda Türkiye’nin kayda değer örneklerinden.  

Allianz daha sürdürülebilir bir yaşam modeli yaratmak için rüzgar gülü kullanımı ile yenilenebilir enerji yatırımları yaparak, elektrik tüketimi içerisinde yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektriğin payını %1,5’e çıkardı.

Kurum aynı zamanda sürdürülebilir iş modellerini destekliyor, sivil toplum kuruluşlarına bağış yapıyor ve kadın istihdamına öncelik veriyor.

Sigortacılık
  1. Abdi İbrahim

2030’a kadar karbon nötr olmayı planlayan bir diğer şirket olan Abdi İbrahim, %100 yenilenebilir enerji kullanımına geçen ilk Türk ilaç şirketidir. (1) Abdi İbrahim; prospektüssüz ilaç, daha az malzeme ve özellikle daha az plastik kullanmak için ilaç kutu ve blister optimizasyon süreci, biyo bozunur veya 3D printer ile kişiselleştirilmiş vitamin ve ilaç üretimi gibi birçok projeyi gerçekleştirmek üzere çalışmalar yürütüyor. 

Kurum sosyal inovasyon programları ile yerel girişimcileri destekliyor, çalışan başına düşen gönüllülük saati gibi uygulamalarla sosyal sorumluluğu geliştiriyor, kadın istihdamını destekliyor ve adil bir ekonomik kalkınma planını benimsiyor.

Abdi İbrahim ve Kurumsal Sürdürülebilirlik
Kurumsal Bir Sürdürülebilirlik Planı Nasıl Geliştirilebilir?

Sürdürülebilirlik yalnızca çevreyle ilgili değildir. İçinde sosyal, ekonomik ve çevresel faktörler barındırır ve her alanda adil uygulamaları benimser.

Sürdürülebilirlik yönetimi, işletmenin sürdürülebilir uygulamalarla buluştuğu yerdir. Bir şirketin kâr, insanlık ve gezegen temeli üzerinde durarak üçünün bir arada uyum içerisinde var olmasını sağlar. 

Eğer kurumunuzun sürdürülebilir bir strateji geliştirmesini istiyorsanız, aşağıdaki adımları sağlayarak işe başlayabilirsiniz:

  • Karbon ayak izinizi azaltmak ve karbon nötr bir politika sahibi olmak,
  • Sürdürülebilir kaynak ve hammadde alımı yaparak doğal varlıkları sorumlu bir şekilde kullanmak,
  • İşgücü politikaları iyileştirerek, adil çalışma koşulları ve sağlıklı bir şirket kültürü oluşturmak,
  • Adil ticaret ve üretim yapmak,
  • Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığı ilke edinmek,
  • Küresel bağışlar yapmak,
  • Topluluk ve sanal gönüllülük projelerine katılmak,
  • Çevreye fayda sağlayan kurumsal politikalar oluşturmak,
  • Sosyal ve çevreye duyarlı yatırımlar yapmak. 
Sürdürülebilirlik
ecording ile Kurumsal Sürdürülebilirlik 

ecording’in iklim krizine karşı geliştirdiği teknolojiler, markaların kurumsal sürdürülebilirlik adına atabilecekleri adımlara destek sunuyor. Örneğin; şirket çalışanlarının karbon ayak izlerini azaltmak amacıyla, oyunlaştırma yöntemiyle insanlara sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları kazandırmayı amaçlayan mobil uygulama ecordingApp’i tercih edebilirsiniz.

Öte yandan ecording’in ulaşılması zor alanlara tohum topu atışları gerçekleştiren ecoDrone teknolojisiyle, sürdürülebilirlik için bir adım atmanız mümkün. Sosyal ve çevreye duyarlı bir yatırım olarak markanızın ürün, hizmet veya işlemlerine ecoDrone işareti entegre edebilirsiniz. 

ecoDrone işareti; markanızın her ürün, hizmet veya işlemine entegre edebileceğiniz bir QR kodudur ve  her ürün, hizmet veya işleminiz için ecoDrone’ların bir tohum topunu doğayla buluşturmalarını, böylece dünyadaki ormanlaştırma ve biyoçeşitlilik çalışmalarına destek olmanızı mümkün kılar.

Ayrıca ecoDrone işaretli ürünü tercih eden kişiler, ecoDrone İşareti’ni telefon kamerasıyla okutarak, tohum toplarının serüvenlerini takip edebilmektedirler. Markanızın ürün, hizmet veya işlemlerine ecoDrone işareti entegre ederek, her ürün/hizmet veya işlem başına bir tohum topunu toprakla buluşturabilirsiniz.

ecording’in geliştirdiği teknolojik çözümler ve partnerlik modellerine ilişkin detaylı bilgiye, “Marka ve Kurumlar” sayfasından ulaşabilirsiniz.