ecording; küresel iklim krizine karşı sürdürülebilir ve inovatif çevre teknolojileri geliştiren bir sosyal girişimdir.
2017’de temelleri atılan ecording, kelebek etkisi ile değişimin ve etkinin oluşturabileceği çözümleri, yenilikçi teknolojiler ile insanlığa ulaştırmayı ve teknolojinin gücünü kullanarak dünyadaki iklim krizi mücadelesine destek vermeyi amaçlar.
ecording bir sosyal girişimdir. Yani, toplumsal veya çevresel bir sorunu çözmeyi görev edinmiş, kâr etmeyi amaçlayan, elde ettiği kârı da topluma ve çevreye fayda üretmek için kullanan bir girişimdir. Ticari statüsü limited şirkettir.
2018 yılında ormansızlaşma ve biyoçeşitlilik kaybını önlemek amacıyla ecoDrone’ları geliştirmeye başladık. Geliştirdiğimiz insansız hava araçları olan ecoDrone’larla, öncelikli ulaşılması zor alanlara tohum topu atışları gerçekleştirerek, dünyada yapılan ormanlaştırma ve biyoçeşitlilik çalışmalarına teknolojiyi kullanarak destek vermeyi amaçladık.
2021 yılında karbon salımının azaltılması konusuna yoğunlaştık ve ecoNow’ı geliştirdik. ecoNow’da Dünya yararına görevlerle, insanların günlük hayatlarında uygulayabilecekleri çevreye duyarlı faaliyetlerin ödüllendirme sistemiyle birlikte alışkanlık haline dönüşmesini sağlamayı amaç edindik. Bireysel olarak yılda sadece %1’lik bir karbon ayak izi azaltımıyla dahi yaratacağımız muazzam değişimi insanlara göstermek, eylemlerimizle aslında çözümün bizde olduğunu sunma fikri temel motivasyonumuz oldu.
ecoDrone’larla başlayan ve ecoNow ile devam eden iklim krizi mücadelemizi 2030 yılına kadar gezegenimizin sınırlarını oluşturan kritik eşikler çerçevesinde 4 geliştireceğimiz alternatif teknolojiler ile destekleyeceğiz. 2030’dan 2050’ye kadar da tüm paydaşlarımızla birlikte dünyamızın iklim krizinden kaynaklı hasarlarını onarmakta kararlıyız.
Johan Rockström ve Will Steffen’in öncülük ettiği bir grup akademisyen, “Gezegenin Sınırları: İnsanlık İçin Güvenli Alanı Araştırmak” isimli bir bilimsel makale yayımladı. Makale çerçevesinde, iklim krizinde 9 kritik eşikten söz edildi.
Bunlar; iklim değişikliği (karbon salımı ve buzulların erimesi), ormansızlaşma ve arazi sistemi değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı, tatlı su tüketimi ve döngüsü, azot ve fosfor döngüsü (besin üretimi), okyanus asitlenmesi, kimyasal kirlilik, atmosferdeki aerosoller ve stratosferik ozon incelmesi.
Makaleye göre; 9 kritik eşiğin aşılması, büyük ölçekli ve geri döndürülemez çevresel değişiklikler oluşturma riskini beraberinde getiriyor. Üstelik bir eşiğin aşılması, domino etkisiyle sistemin diğer parçalarının da kritik eşiği geçme ihtimallerini artırabilir.
2022’ye kadar geldiğimiz noktada bahsi geçen 9 eşikten 4’ünü aştık. Bunlar; iklim değişikliği (buzulların erimesi ve karbon salımı), ormansızlaşma, biyoçeşitlilik, azot ve fosfor döngüsü (besinler). Tatlı su döngüsüyle birlikte, dünyada istikrarı düzenleyen ve hayatta kalmamızı sağlayan bu 5 eşik yaşamımız için kritik, neyse ki tatlı su döngüsünde henüz kritik eşikte değiliz ancak çok yakınız!
Yalınlaştırılmış bu bilimsel model ile “İklim krizi ile mücadeleye nereden başlayacağız?” sorusunun yanıtını bulmuş olduk. 2030 ve 2050 hedeflerimizi, bilim insanlarının pozitivist araştırmalarına dayanarak belirledik. İklim krizine karşı mücadelemizi bu 9 kritik eşik çerçevesinde ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile uyumlu olarak; sürdürülebilir, inovatif ve teknolojik çözümler geliştirme misyonuyla sürdürüyoruz.
Yaşamımızda her şey doğaya ve doğanın parametrelerine bağlıdır. Doğadan öğrenerek ve ilham alarak geliştirdiğimiz her teknolojik çözüm, insanlığın doğayla uyumlu bir yaşam tarzı benimsemesine katkı sunmak ve yine “doğaya göre” etki, fayda, teknoloji, deneyim üretmek için vardır. ecording ismini tam da buradan alır. “ecording to” kelime anlamı, İngilizce “according to- (-e göre) edatından türemektedir. Türkçe’ye ise “doğaya göre” olarak çevrilmektedir.
Küresel iklim krizine karşı öncelikli ulaşılması zor alanlara tohum ve tohum topu atışları gerçekleştirerek, ormanlaştırma ve biyoçeşitlilik çalışmalarına destek veren insansız hava araçlarıdır.
ecoDrone’ların her birinin zorlu koşullarda görev yapabilmesi, yüksek ağırlıklar kaldırabilmesi ve otonom görev yapabilmesi için ecording teknoloji ekibi tarafından Türkiye’de geliştirilmektedir.
⊙ Biyoçeşitlilik oluşturulmak istenen çalılık veya ormanlık alanlarda
⊙ Bitki ve ağaç tohumlarının doğal süreçleri içerisinde, ulaşılma potansiyeline sahip olsa da dış müdahalenin zorlu ve gerekli olabileceği alanlarda
⊙ Orman yayılımının hızlandırılmasının tercih edileceği alanlarda
⊙ Minimum insan müdahalesi ile rehabilite edilmek istenen alanlarda
⊙ Saha eğiminin %30’un üzerinde olduğu çıplak alanlarda
⊙ Orman yangınlarından zarar görmüş ve tohum takviyesine ihtiyaç duyulan alanlarda
⊙ Rehabilite edilmek istenen veya ormanlaştırma çalışmalarının zor ve riskli olduğu baraj havzaları ile maden sahalarında
Tohum topu; bir tohumun etrafının kil, humuslu toprak ve tohumun verimliliği için farklı minerallerin yer aldığı bir karışımla kaplanması sonucu meydana gelen toplardır. Bu sayede, toprağa minimum müdahaleyle tohumların doğada çimlenmelerine kadar geçen sürede; aşırı soğuk, sıcak, rüzgar, orman canlılarının tohumu yemesi gibi dış etkenlerden korunmaları amaçlanmaktadır.
Tohumların söz konusu şekilde etraflarının kaplanması sayesinde; soğuk, aşırı sıcak, rüzgar, orman canlılarının tohumu yemesi gibi şartlardan minimum maliyetle korunmaları sağlanmaktadır. Ayrıca tohumun çimlenebilmesi için sıcaklık ve nem açısından, dış ortam koşullarından bağımsız olarak kendi içerisinde uygun bir ortam yaratmaktadır. Çeşitli kurumlar tarafından yayınlanan çalışmalarda, canlı zararların bazı türlerde çimlenmeye karşı %40’lara varan olumsuz etkileri olduğu deneysel olarak tespit edilmiştir.
İklim krizinden en çok etkilenen gruplardan biri de taşrada yaşayan insanlardır. Geçim kaynakları tarım ve hayvancılık olan söz konusu gruplar iklim krizinden doğrudan etkilendiği için, gelir eşitsizliğiyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Tohum toplarının üretimi için özel materyaller geliştirip, öncelikli ekim sahalarına yakın bölgelerdeki köylerde yaşayan kadınlara bu materyallerin eğitimi verilmektedir. Eğitim sonrası kadınlar tarafından üretilen tohum topları, ecording tarafından satın alınır. Bu sayede iklim krizinden en çok etkilenen grupların gelir elde etmesi sağlanırken, iklim krizi ile doğrudan ve hep beraber mücadele edilmesi hedeflenmiştir.
Tohumlar; kil, toz gübre, çeşitli mineraller, ekim bölgesinden alınan orman toprağı ile yapılan özel karışımla kaplanmakta ve belirli sıkma oranlarında misket büyüklüğünde toplar haline getirilmektedir. Ardından ekim günlerine kadar sabit sıcaklıktaki soğuk dolaplarda bekletilmekte olup, ardından ekim tarihlerinde ecoDrone’larla haritalandırma yapılan alanlarda toprakla buluşturulmaktadır.
ecording’in Orman Genel Müdürlüğü desteği ve Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi partnerliğinde başlattığı, ecoDrone’larla doğrudan ekim uygulamalarıyla ormanlaştırma ve biyoçeşitlilik konularını içeren Ar-Ge çalışmaları, Türkiye’de 4 bölgede 8 farklı tohum türü ile devam etmektedir. ecoDrone’larla yapılan ekim çalışmalarında kullanılan tohumların çimlenme sonrası hayatta kalma potansiyellerini en üst düzeyde tutabilmek için, tohumlama ile ekim yöntemlerinde tercih edilen, bölge ekosistemine uygun ve güçlü yayılım potansiyeline sahip tohum türleri öncelikli tercih edilmektedir.
Araştırma planı kapsamında uygulanan ekim çalışmalarında günümüze kadar tohum toplarının çimlenmeleri minimum ortalama %9 – %16 aralığında seyretmektedir. Söz konusu Ar-Ge çalışmalarıyla, 2027 yılına kadar tohum toplarının minimum çimlenme oranının %30,3 ve üzeri değerlere yükseltilmesi hedeflenmektedir.
Tohum toplarının; laboratuvar, sera alanları, fidanlıklar ve açık alanlar üzerinde yapılan ön araştırmaları Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi tarafından gerçekleştirilmektedir. Ekim çalışmaları öncesinde tohum topları çimlenme ortamlarına konulur ve bir vejetasyon dönemi boyunca incelenir. İncelemeler ve değerlendirmeler tamamlandıktan sonra tohumların çimlenme yüzdeleri tespit edilir ve referans yüzdeler ile ekim sahaları üzerindeki olası başarı hedefleri belirlenir. Sahada yapılması planlanan ilk gözlemler, tohum türüne ve bölgeye göre değişkenlik göstermekle birlikte çalışma sonrasındaki 12 ila 18 ay içerisinde gerçekleştirilir. Yapılan gözlemlerde iki farklı değerlendirme uygulanır. Bunlar “Silvikültürel Uygulamaların Teknik Esasları” tebliğinde yer alan uygulama ile çimlenen tohum toplarının, atışı gerçekleştirilen toplam tohum topu sayısına oranıdır. Söz konusu çıktıların akademi ve ilgili kurumlar ile değerlendirilmesinin ardından, ihtiyaç duyulan alanlara sonraki ekim dönemlerinde ecoDrone’larla tohum takviyesi yapılır ve bölge ekosistemi belirlenen hedefler doğrultusunda güçlendirilir.