Küresel iklim krizi ile mücadelenin baş aktörlerinden biri olan ağaçlandırma çalışmaları, 2030 yılına kadar 1 ila 1.5 trilyon ağacın hedeflenmesi ile çözümün etkileri de net şekilde ortaya konulmaktadır. İklim krizine karşı yapılan mücadele kapsamında dünyaya ağaç kazandırmanın tek başına yeterli olmadığının bilinmesi ile birlikte bazı akademik araştırmalar, söz konusu hedefe olan umudun daha da fazla artış göstermesine fırsat tanıyor.
Zürih Politeknik Üniversitesi’ndeki Crowther Laboratuvarı’nda gerçekleştirilen bir akademik çalışma sonucunda, dünya üzerindeki mevcut ormanlık alanlara fazladan 900 milyon hektarlık bir alanın daha eklenebilmesinin mümkün olduğu sonucuna ulaşıldı. Söz konusu alanın içerisine herhangi bir tarımsal arazinin veya kentsel alanın dahil edilmemesi ile birlikte, dünya üzerindeki bazı tarımsal arazilerin veya kentsel alanların ağaçlandırma için uygun olduğu da belirtiliyor. Şimdiden harekete geçilmesi ile birlikte atmosferdeki karbondioksit miktarının %25 oranlarında azaltılması ve belki de bir önceki yüzyıl başlarındaki oranlara dönülme ihtimaline ulaşılması tahmin ediliyor.
Türkiye’de bulunan ormanlar ise ülkemizin karbon emisyonunun her yıl yüzde 16’sını tutuyor. 2030 hedefi doğrultusunda harekete geçmemiz demek, %16’lık emisyon oranını %20’lerin üzerine çıkarma potansiyeline sahip olduğumuz anlamına geliyor. Bunu başarmamız iklim krizini durdurabilmek adına tek başına yeterli olmasa bile, diğer iklim krizi çözümlerini tamamlayarak bizlerin yarınlara daha da umutla bakabilmesini sağlayabilir. Çünkü iklimi yeniden dengelemenin yolu, sera gazı salınımlarını sıfıra indirgemekten geçiyor.
Barış Umut Gümrükçü